Birçok kişinin merak ettiği soru şu: Bir ülkenin Bitcoin politikasını sürekli sıkılaştırması, bunun giderek değersizleşeceği anlamına mı geliyor? Son on yıldaki düzenleme hareketlerine bakarsak, cevap aslında oldukça ilginç.

2013 Aralık ayındaki en sert karar — doğrudan para birliği özelliğini reddetmekti. Bu karar sonrası Bitcoin fiyatı hızla düştü ve ardından üç yıl boyunca düşük seviyelerde kaldı. Bu adım temel olarak Bitcoin’i günlük ödeme ortamından çıkardı, markette su almak bile zor hale geldi.

2017 Eylül’deki adım ise daha detaylıydı; finans kurumlarının ödeme kanallarını doğrudan kesti. Yurt içi borsa platformları topluca kapandı, ama garip şekilde fiyatlar sadece birkaç ay düşük kaldı ve sonra yeniden yükselişe geçip yeni zirveler yaptı. Sebep basitti — yurtiçinde dönüşüm engellendi, yurtdışındaki piyasalara engel olamadılar.

2021 Temmuz’da madencilik yasağı geldiğinde ise, dışarıdan bakıldığında bu kesin bir darbe gibi görünüyordu. Peki ya sonuç? Kısa vadede panik satışlar yaşandı, ama şu anda tüm ağın toplam hesaplama gücü zaten eski seviyelerine çıktı. Madencilik, sadece ağı koruma amacıyla yapılan bir şey; madenciler başka yerlerde çalışmaya devam ediyor, bu da fiyatlara uzun vadeli etkisinin sınırlı olduğu anlamına gelir.

Bu üç dönemde, yurt içi işlem hacmi gerçekten ciddi şekilde azaldı, ama kripto para aslında küresel bir varlık. Tek bir piyasa politikasının kısa vadeli dalgalanmalara etkisi olabilir, ama genel trendleri değiştirmesi zordur.

Elbette, fiyatların yükselişi ve düşüşü piyasanın işi; yasalara uymak ise insan olmanın gereği. Politika düzenlemelerinin asıl amacı fiyatları baskılamak değil, finansal riskleri önlemek — bu, nerede olursa olsun temel prensiptir.