Bitcoin'in kurucusu "Satoshi Nakamoto" 110 milyon Bitcoin'e sahip, her biri 100.000 dolar olarak hesaplandığında, onun serveti en az 110 milyar dolar. Garip olan şu ki, "Satoshi Nakamoto" ismi gerçek bir isim değil, Çinceye çevrildiğinde "Zhongben Cong" oluyor ve rastgele seçilmiş bir takma isim gibi görünüyor.
Bu kurucunun en anlaşılmaz yönü, elindeki Bitcoin'leri hiç hareket ettirmemesi. İnsanlar da onun neden aniden ortadan kaybolduğunu, hatta gerçek bilgileri hiç paylaşmadığını anlamakta güçlük çekiyor.
2008 yılında küresel finansal kriz patlak verdiğinde, bankalarla ilgili sorunlar artarken, halk geleneksel finans sistemine olan güvenini kaybetmeye başladı. İşte tam bu kritik zamanda, Satoshi Nakamoto internette bir makale yayınlayarak yeni bir fikir ortaya attı. Para sisteminin bankalar ve hükümetler dışında serbestçe işlemesini istedi. Tüm dünyadaki bilgisayarların birlikte hesap tutmasını, kimsenin sayıları rastgele değiştirememesini amaçladı. Bu sistem, blockchain teknolojisine dayanıyordu.
Bitcoin böylece ortaya çıktı. Defter herkesin görebileceği şekilde tutuluyor ve kimse değiştiremiyor. Kurallar, önceden yazılmış programlara dayanıyor. İlk birkaç yıl boyunca, Satoshi Nakamoto toplulukta aktifti; kodları düzenliyor, projeleri yönlendiriyor ve hatta ilk Bitcoin blokunu kazmıştı. Ancak kısa süre sonra yüzünü göstermeyi azalttı ve 2011 yılında tamamen ortadan kayboldu. Artık kimse onunla iletişim kuramıyor.
Bazıları onun güvenlik endişesiyle böyle davrandığını düşünüyor, bazıları ise başlangıçta Bitcoin'in kişisel kontrolünden çıkmasını planladığını söylüyor. Onun kaybolmasıyla Bitcoin tamamen merkeziyetsiz hale geldi; herkes katılabilir, kimse kontrol edemez hale geldi. 110 milyon Bitcoin ise hareket etmeden duruyor. Bazıları bunun anahtarını kaybettiğini, bazıları ise onun para ile ilgilenmediğini düşünüyor.
Bu hareketi, Bitcoin'in tam anlamıyla kurallara dayalı bir sistem olduğunu daha da güçlendirdi. Onun çekilmesi, Bitcoin'in bir sonraki aşamaya geçmesini sağladı; geliştiriciler, madenciler ve yatırımcılar katılabiliyor, kişisel veya kurumların etkisi olmadan.
Bitcoin'in değeri büyük dalgalanmalar yaşasa da, zamanla küçük bir topluluğun denemesi olmaktan çıkıp uluslararası finansın bağımsız bir aktörü haline geldi. El Salvador ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler Bitcoin'i yasal para olarak kabul etti; ekonomiyi iyileştirmek ve yatırım çekmek amacıyla. Artık daha fazla şirket ve kurum Bitcoin alıyor, enflasyona karşı bir alternatif varlık olarak görüyorlar. Ana akım finans sistemi sonunda Bitcoin'i kabul etmeye başladı; Bitcoin ETF'leri bunun kanıtı.
Başlangıçta bir geek denemesi olan Bitcoin, küresel piyasalarda temel varlık haline geldi. Son birkaç yılda gelişme hızı çok yüksek; kimse tamamen engelleyemiyor. Satoshi Nakamoto'nun en büyük mirası, "Kurallar kodla belirlenmiş, her şey şeffaftır" prensibi oldu. Bu, Bitcoin'in herhangi bir kişiye bağımlı olmayan bir sistem olmasını sağladı. Sessizce ayrılması, Bitcoin'in felsefesinin günümüze kadar ulaşmasını sağladı.
Sizce Satoshi Nakamoto'nun tercihi nasıl? O yıllarca kayıplara karıştı, bu servetin tekrar kullanılma ihtimali nedir?
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Reward
like
1
Repost
Share
Comment
0/400
CryptoGiant
· 21h ago
bir gün bitcoin'in luna gibi çöküşünü hatırla, sözlerimi sakla çekmecede
Bitcoin'in kurucusu "Satoshi Nakamoto" 110 milyon Bitcoin'e sahip, her biri 100.000 dolar olarak hesaplandığında, onun serveti en az 110 milyar dolar. Garip olan şu ki, "Satoshi Nakamoto" ismi gerçek bir isim değil, Çinceye çevrildiğinde "Zhongben Cong" oluyor ve rastgele seçilmiş bir takma isim gibi görünüyor.
Bu kurucunun en anlaşılmaz yönü, elindeki Bitcoin'leri hiç hareket ettirmemesi. İnsanlar da onun neden aniden ortadan kaybolduğunu, hatta gerçek bilgileri hiç paylaşmadığını anlamakta güçlük çekiyor.
2008 yılında küresel finansal kriz patlak verdiğinde, bankalarla ilgili sorunlar artarken, halk geleneksel finans sistemine olan güvenini kaybetmeye başladı. İşte tam bu kritik zamanda, Satoshi Nakamoto internette bir makale yayınlayarak yeni bir fikir ortaya attı. Para sisteminin bankalar ve hükümetler dışında serbestçe işlemesini istedi. Tüm dünyadaki bilgisayarların birlikte hesap tutmasını, kimsenin sayıları rastgele değiştirememesini amaçladı. Bu sistem, blockchain teknolojisine dayanıyordu.
Bitcoin böylece ortaya çıktı. Defter herkesin görebileceği şekilde tutuluyor ve kimse değiştiremiyor. Kurallar, önceden yazılmış programlara dayanıyor. İlk birkaç yıl boyunca, Satoshi Nakamoto toplulukta aktifti; kodları düzenliyor, projeleri yönlendiriyor ve hatta ilk Bitcoin blokunu kazmıştı. Ancak kısa süre sonra yüzünü göstermeyi azalttı ve 2011 yılında tamamen ortadan kayboldu. Artık kimse onunla iletişim kuramıyor.
Bazıları onun güvenlik endişesiyle böyle davrandığını düşünüyor, bazıları ise başlangıçta Bitcoin'in kişisel kontrolünden çıkmasını planladığını söylüyor. Onun kaybolmasıyla Bitcoin tamamen merkeziyetsiz hale geldi; herkes katılabilir, kimse kontrol edemez hale geldi. 110 milyon Bitcoin ise hareket etmeden duruyor. Bazıları bunun anahtarını kaybettiğini, bazıları ise onun para ile ilgilenmediğini düşünüyor.
Bu hareketi, Bitcoin'in tam anlamıyla kurallara dayalı bir sistem olduğunu daha da güçlendirdi. Onun çekilmesi, Bitcoin'in bir sonraki aşamaya geçmesini sağladı; geliştiriciler, madenciler ve yatırımcılar katılabiliyor, kişisel veya kurumların etkisi olmadan.
Bitcoin'in değeri büyük dalgalanmalar yaşasa da, zamanla küçük bir topluluğun denemesi olmaktan çıkıp uluslararası finansın bağımsız bir aktörü haline geldi. El Salvador ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkeler Bitcoin'i yasal para olarak kabul etti; ekonomiyi iyileştirmek ve yatırım çekmek amacıyla. Artık daha fazla şirket ve kurum Bitcoin alıyor, enflasyona karşı bir alternatif varlık olarak görüyorlar. Ana akım finans sistemi sonunda Bitcoin'i kabul etmeye başladı; Bitcoin ETF'leri bunun kanıtı.
Başlangıçta bir geek denemesi olan Bitcoin, küresel piyasalarda temel varlık haline geldi. Son birkaç yılda gelişme hızı çok yüksek; kimse tamamen engelleyemiyor. Satoshi Nakamoto'nun en büyük mirası, "Kurallar kodla belirlenmiş, her şey şeffaftır" prensibi oldu. Bu, Bitcoin'in herhangi bir kişiye bağımlı olmayan bir sistem olmasını sağladı. Sessizce ayrılması, Bitcoin'in felsefesinin günümüze kadar ulaşmasını sağladı.
Sizce Satoshi Nakamoto'nun tercihi nasıl? O yıllarca kayıplara karıştı, bu servetin tekrar kullanılma ihtimali nedir?