Çok insan gördüm, birkaç bin lira ile sözleşme piyasasına dalıp "bir ayda on katına çıkar" hayalleri kuruyorlar.
Peki ya sonuç? Para yok oluyor, insanlar da çözümlüyor.
Sen kurşuna mı dizildin?
O duyguyu anlıyorum. Üç yıl önce hesabımda sadece 2200 lira vardı. O gece biraz heyecanla, doğrudan 50 kat kaldıraç kullandım. Piyasa yükselmeye başladığında, kalbim neredeyse dışarı çıkacak gibi oldu, el titremesiyle fareyi bile tutamaz hale geldim. Ekranın tamamı yeşildi, kendi uçuşa geçeceğimi sanıyordum.
Sonra yarım saat bile sürmeden hesap yarıya düştü. Beş dakika boyunca ekrana dik dik baktım, sonra fark ettim—
"Yüksek kaldıraçla zengin olma" denilen şey, sadece tasarrufların hızla yok olmasına giden bir hızlı geçit biletiymiş.
O zamandan sonra değiştirdim.
Kısa vadeli heyecanları kovdum, anlamadığım trendleri takip etmedim, sadece kendimin anlayabileceği piyasalarda işlem yaptım. Her gün bir iki grafikle ilgilenip, pozisyonumu yarıdan fazla tutmadım, duygularım yükseldiğinde kesinlikle işlem yapmadım. Başka insanlar yükselişi yakalayıp satarken, ben sessizce trendleri izledim.
Bu "yavaş" kavramıyla, 2200 lirayı 20 bine çevirdim. Şans değil, dürtüleri kontrol etmeyi öğrendim.
Sonra boğa piyasası geldiğinde, trendleri takip edip hevesle bütün sermayemi riske atmadım, sık sık pozisyon değiştirmedim. Başka insanlar üç tur değiştirdiğinde, ana sermayeleri yerinde dururken, ben bir dalga yakaladım ve hesabım doğrudan altı haneli rakamlara ulaştı.
O zaman gerçekten anladım:
Bu piyasa, kim daha hızlı kazanıyor değil, kim daha uzun süre hayatta kalabiliyor üzerine kurulu.
Çok insan bir gecede zengin olmayı hayal ediyor, ama devam edebilmek için gereken şansı bile kaybediyorlar.
Sözleşmeler ATM makinesi değil, aynadaki canavar, zayıf noktalarını büyütüyor.
İstikrarı koruyanlar, kazananların sonunda kazananlarıdır.
Size bir söz söyleyeyim—
Piyasa, cesur olanları değil, soğukkanlı olanları ödüllendirir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
18 Likes
Reward
18
7
Repost
Share
Comment
0/400
GateUser-a606bf0c
· 11-15 06:25
Sözleşmeleri nasıl işleyeceğinizi bilmiyorsanız, dokunmayın, Hepsi içeride.
View OriginalReply0
GasFeeGazer
· 11-14 13:34
Sabit oturuyor, yine de para kazanmak kokusu alıyor.
View OriginalReply0
RadioShackKnight
· 11-12 15:49
Soğukkanlılıkla işlem yapmak hayatta kalmanın yoludur
View OriginalReply0
AirdropSkeptic
· 11-12 10:51
Kaldıraç köpeğinin kanlı gözyaşı hikayesi
View OriginalReply0
ZKProofEnthusiast
· 11-12 10:50
sözleşme piyasasının ot biçme makinesi
View OriginalReply0
governance_ghost
· 11-12 10:50
Sözleşme katili, hayatta çıkanını görmedim.
View OriginalReply0
TokenomicsShaman
· 11-12 10:27
Kayıplar yaşadım ama eğitim ücretimi boşa ödemedim
Çok insan gördüm, birkaç bin lira ile sözleşme piyasasına dalıp "bir ayda on katına çıkar" hayalleri kuruyorlar.
Peki ya sonuç? Para yok oluyor, insanlar da çözümlüyor.
Sen kurşuna mı dizildin?
O duyguyu anlıyorum. Üç yıl önce hesabımda sadece 2200 lira vardı. O gece biraz heyecanla, doğrudan 50 kat kaldıraç kullandım. Piyasa yükselmeye başladığında, kalbim neredeyse dışarı çıkacak gibi oldu, el titremesiyle fareyi bile tutamaz hale geldim.
Ekranın tamamı yeşildi, kendi uçuşa geçeceğimi sanıyordum.
Sonra yarım saat bile sürmeden hesap yarıya düştü.
Beş dakika boyunca ekrana dik dik baktım, sonra fark ettim—
"Yüksek kaldıraçla zengin olma" denilen şey, sadece tasarrufların hızla yok olmasına giden bir hızlı geçit biletiymiş.
O zamandan sonra değiştirdim.
Kısa vadeli heyecanları kovdum, anlamadığım trendleri takip etmedim, sadece kendimin anlayabileceği piyasalarda işlem yaptım.
Her gün bir iki grafikle ilgilenip, pozisyonumu yarıdan fazla tutmadım, duygularım yükseldiğinde kesinlikle işlem yapmadım.
Başka insanlar yükselişi yakalayıp satarken, ben sessizce trendleri izledim.
Bu "yavaş" kavramıyla, 2200 lirayı 20 bine çevirdim.
Şans değil, dürtüleri kontrol etmeyi öğrendim.
Sonra boğa piyasası geldiğinde, trendleri takip edip hevesle bütün sermayemi riske atmadım, sık sık pozisyon değiştirmedim.
Başka insanlar üç tur değiştirdiğinde, ana sermayeleri yerinde dururken, ben bir dalga yakaladım ve hesabım doğrudan altı haneli rakamlara ulaştı.
O zaman gerçekten anladım:
Bu piyasa, kim daha hızlı kazanıyor değil, kim daha uzun süre hayatta kalabiliyor üzerine kurulu.
Çok insan bir gecede zengin olmayı hayal ediyor, ama devam edebilmek için gereken şansı bile kaybediyorlar.
Sözleşmeler ATM makinesi değil, aynadaki canavar, zayıf noktalarını büyütüyor.
İstikrarı koruyanlar, kazananların sonunda kazananlarıdır.
Size bir söz söyleyeyim—
Piyasa, cesur olanları değil, soğukkanlı olanları ödüllendirir.